Şehir ya da Kent, şehir Farsça'dır. Arapça'da şehrin karşılığı "Madina"dır. En büyük yerleşim birimi anlamına gelmektedir. Ayrıca Soğdca kökenli olan ve şehir anlamına gelen Kent sözcüğünü de günlük yaşamda yaygın olarak kullanırız. Şehir tüzel ve yönetimsel olarak da kullanılagelen bir terim olmakla birlikte insan yerleşkesi dolayısıyla, kasaba, köy gibi birimlerden daha fazla nüfusu barındıran ve daha karmaşık bir yapıdır. Nüfusu 500 binin üzerinde olan yerleşim yerleri "büyükşehir" olarak adlandırılmaktadır. [Teşekkürler: WikiPedia]

12 Ocak 2009 Pazartesi

İstanbul: Avrupa-Asya Köprüsü

İstanbul'un il genelindeki konumu Ülke Türkiye Bölge Marmara Bölgesi İl İstanbul Yönetim -Belediye başkanı Kadir Topbaş (AKP) -Vali Muammer Güler Rakım 100 m (328 ft) En yüksek Rakım 537 m (1.762 ft) En düşük rakım 2 m (7 ft) Nüfus (2007) -Kent 12,573,836
-Yoğunluk 2.420/km² (6.267,8/sq mi) -Urban 10,399,579 -Metropol 11,174,257 Zaman dilimi DAZD (UTC+2) Alan kodu (+90) 212 (Rumeli yakası)
(+90) 216 (Asya yakası)
Website: İstanbul Büyükşehir Belediyesi


İstanbul, Türkiye'nin en kalabalık, iktisadi ve kültürel açıdan en önemli şehri.

Belediye sınırları göz önüne alınarak yapılan sıralamaya göre, 11 milyonu geçen nüfusuyla dünyada üçüncü, Avrupa'da birinci sırada gelir.[3] 133 milyar dolarlık yıllık üretimiyle Dünyada 8. sırada yer alır.

Marmara kıyısı ve İstanbul Boğazı (Boğaziçi) boyunca, Haliç'i de çevreleyecek şekilde Türkiye'nin kuzeybatısında kurulmuştur. İstanbul'un Avrupa'daki bölümüne Rumeli Yakası, Asya'daki bölümüne ise Anadolu Yakası denir. Dünyada iki kıta üzerinde kurulu tek metropoldür. 39 ilçesi vardır, sınırları içinde büyükşehir belediyesi ile birlikte toplam 40 belediye bulunmaktadır.Dünyanın en eski şehirlerinden biri olan İstanbul, 330 - 395 yılları arasında Roma İmparatorluğu, 395 - 1204 ile 1261 - 1453 yılları arasında Doğu Roma İmparatorluğu, 1204 - 1261 arasında Latin İmparatorluğu ve son olarak 1453 - 1922 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu'na başkentlik yapmıştır.


Konumu

İstanbul, 42° K, 29° D koordinatlarında yer alır. İstanbul Boğazı boyunca ve Haliç'i çevreleyecek şekilde Türkiye'nin kuzeybatısında kurulmuştur. İstanbul, batıda Avrupa yakası ve doğuda Asya yakası olmak üzere iki kıta üzerinde kurulu tek metropoldür. 32 ilçesi vardır. Sanal olarak 360tr[1]üzerinden gezilebilir.

Dünyanın en eski şehirlerinden olan İstanbul, 330 - 395 yılları arasında Roma İmparatorluğu, 395 - 1204 ile 1261 - 1453 yılları arasında Bizans İmparatorluğu, 1204 - 1261 arasında Latin İmparatorluğu ve son olarak 1453 - 1922 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu'na başkentlik yapmıştır.

Etimoloji

M.Ö. 667 yılında; İstanbul'a yerleşim kuran kolonist Megaralılar şehri o dönemdeki kralı Byzas için "Bizantium" ismini koymuştur. M.S. 196 yılında da Roma İmparatoru Septimius Severus şehri bir saldırı sonrasında ele geçirmiş, ancak bu sırada şehir bir harabe haline gelmiştir. Şehri yeniden onarınca, bir çok Romalı da İstanbul'a göç etmiştir. Her ne kadar Severus şehre oğlunun ismi Augusta Antonina (İmparator olunca ismi Antoninus Caracalla olmuştur) vermek istese de rivayete göre, Konstantin şehre Konstantinopolis ismini vermeden önce halk arasında bu şehre Nova Roma (Yeni Roma) deniliyordu.

Konstantin de ilk başta şehrin resmi ismini Nova Roma koymak istedi; ancak dini anlaşmazlıklar çıkınca bundan vazgeçti. İstanbul adının kökeninin Antik Yunancaya dayandığı da rivayet edilir. Türkler İstanbul'u ele geçirmesi sırasında ve öncesinde; Selçuklularda olduğu gibi şehre Stamboul-Stambul demekteydiler. Türklerin yanı sıra; 10'uncu yüzyılda Arapların 12'inci yüzyılda da Ermenilerin şehri bu isimle çağırdıklarını öngörürler. Ancak; devlet işlerinde Osmanlı İmparatorluğu Konstantiniyye ismini kullanır.

Şehrin İstanbul ismini sık kullanması ise 17'inci yüzyılda; Evliya Çelebi'nin şehirden bu isimle bahsetmesiyle başlar. İstanbul kelimesi Rumca "εις την Πόλιν" ya da "στην Πόλη" (eis tén pólin ya da sten pole =şehire doğru ya da şehirde ) tümcesinden gelir. 18'inci yüzyılda III. Mustafa döneminde ise; paraların üzerinden Konstantiniyye kaldırılarak, İstambol'u koyunca resmiyete dönüşür. (1770)

İstanbul'a farklı isimler veren pek çok dil vardır:

  • Rumca: Konstantinúpolis (Κωνσταντινούπολη), Istinpolin, Megali Polis, Kalipolis, Vizantion
  • Latince: Bizantium, Constantinopolis, Antoninya, Alma Roma, Nova Roma
  • Slavca: Çargrad, Konstantingrad
  • İbranice: איסטנבול (İs-tan-bul), Ortaçağ'da קושטא (Kuş-ta)
  • Norsca: Miklagard
  • Ermenice: Vizant, Stimbol, Esdambol, Eskomboli, Stambol (Ստամբուլ)
  • Arapça: Bizantiya, el-Mahsura, Kustantina el-uzma
  • Selçuklular zamanında: Konstantiniyye, Mahrusa-i Konstantiniyye, Stambul
  • Eski Rusça: Çargrad, Vizantiy, Konstantinopol, Stambul
  • Osmanlıcada: Dersaadet, Deraliyye, Mahrusa-i Saltanat, Istanbul, Islambol, Islambul, Darü's-saltanat-ı Aliyye, Asitane-i Aliyye, Darü'l-Hilafetü 'l Aliye, Payitaht-ı Saltanat, Dergâh-ı Mualla, Südde-i Saadet, Kostantiniyye (قسطنطينيه)
Öbür Dillerde İstanbul
İstanbul'daki önemli mekânlar

İstanbul Surları, İstanbul'un etrafını çeviren surlar tarihte 7. yy.dan başlayarak inşa edilmiş, yıkılmalar ve yeniden yapmalarla dört defa elden geçmiştir. Son yapımı M.S. 408'den sonradır. II. Theodosius (408-450) zamanında İstanbul surları Sarayburnu'ndan Haliç kıyısı boyunca Ayvansaray'a bu taraftan ve Marmara kıyısı boyunca Yedikule'ye, Yedikule'den Topkapı'ya, Topkapı'dan Ayvansaray'a uzanıyordu.

Surların uzunluğu 22 km.dir. Haliç surları 5.5 km., kara 6,5km. Marmara Surları 9 km.dir.

Kara surları üç bölümden oluşur. Hendek, dış sur,iç sur. Hendekler bugün tarım alanı olmuştur. Sura bitişik ve 50 m. aralıklarla kara surları tarafında, birçoğu yıkılmış, çatlamış durumda 96 burç bulunmaktadır. Bu burçlar, boydan boya uzanan sur duvarlarından 10 m.lik çıkıntıda, çoğunlukla kare planlı ve 25 m. yüksekliğindedir.

  • Dolmabahçe Sarayı: Dolmabahçe Sarayı, Karaköy'den Sarıyer'e uzanan sahil şeridinin Kabataş ile Beşiktaş arasında kalan bölümünde, Marmara Denizi'nden Boğaziçi'ne deniz yoluyla girişte sol sahilde, Üsküdar'ın karşısında yer alan saray. Denizden yer alınıp doldurulmasıyla ortaya çıkan alana yapıldığı için dolmabahçe adını almıştır. Yapımı için dış devletlerden borç alınmıştır.
  • Beylerbeyi Sarayı: Beylerbeyi sarayı 1861-1865 yıllarında, eski ahşap bir sahil sarayının yerinde Sultan Abdülaziz tarafından Sarkis Balyan'a yaptırılmıştır.
  • Topkapı Sarayı: Topkapı Sarayı, İstanbul'da yer alan ve dünyada günümüze gelebilmiş sarayların en eskisi ve genişidir.

Konumu, Haliç’i, Boğaziçi’ni ve Marmara denizi gören, İstanbul’un ilk kuruluş yeri olan bilinen akropol tepesidir. Tarihi İstanbul üçgen yarımadasının en uç noktasında, 5 km'yi bulan surlarla çevrili, 700.000 m2 özel araziye sahip bir komplekstir.

  • Çırağan Sarayı: İstanbul, Beşiktaş ilçesi, Çırağan Caddesi üzerinde bulunan tarihi saray.

Haliç ve Boğaziçi’nin en güzel yerleri sultanlar ve önemli kişilere saray ve köşkleri için tahsis edilmişti. Zaman içinde bunların bir çoğu yok olmuştur. Büyük bir saray olan Çırağan da 1910 yılında yanmıştı. Önceki bir ahşap sarayın yerinde 1871 yılında Sultan Abdülaziz tarafından Saray Mimarı Serkis Balyan’a yaptırılmıştı. Dört yılda 4 milyon altına mal olan yapının ara bölme ve tavanı ahşap, duvarlarda mermer kaplıydı. Yapımı için Avrupa devletlerinden borç alınmıştır.

Taş işçiliğinin üstün örnekleri sütunları zengin döşenmiş, mekanlar tamamlardı. Odalar nadide halılarla, mobilyalar altın yaldızlar ve sedef kalem işleri ile süslüydü. Boğaziçi’nin diğer sarayları gibi Çırağan da birçok önemli toplantıya mekan olmuştu. Renkli mermerle süslenmiş cepheleri, abidevi kapıları vardı ve arka sırtlardaki Yıldız Sarayına bir köprü ile bağlanmıştı. Cadde tarafı yüksek duvarlar ile çevriliydi. Yıllar boyu harabe halinde duran kalıntı büyük tamirler sonunda yeniden ihya olmuş, yanına ilave edilen eklentiler ile beş yıldızlı, güzel bir sahil oteline dönüştürülmüştür. Bahçesinde süs havuzu, bir iskele ve bir helikopter pisti bulunmaktadır. Günümüzde birçok sosyal aktiviteye ev sahipliği yapmaktadır.

Taksim Meydanı, Taksim semti ve meydanı adını, eskiden Galata-Beyoğlu suyunun "taksim edildiği", Taksim Maksemi'nden almıştır.

Meydan olmadan önce, eski evlerin sıralandığı dar bir bölge olan semt, meydan haline getirilip genişletildikten sonra zamanla bugünkü görünümünü almıştır. Meydanın ortasındaki Cumhuriyet Anıtı ve çevresi bugün tören yeri olarak kullanılıyor ve buluşma yeri işlevini üstleniyor. Meydanın başlangıcından Tünel'e kadar nostaljik tramvay çalışır.

Taksim Meydanı’nın simgesi haline gelen Cumhuriyet Anıtı İtalyan heykeltraş Pietro Canonica'ya yaptırılmış, 1928 yılında yerine yerleştirilmiştir. Anıtın yapımı 2,5 yıl sürmüş, anıt taş ve bronz kullanılarak yapılmıştır. Maliyeti için halktan para toplanmıştır. Cumhuriyet dönemi anıtlarından ilk defa figüratif bir anlatımla Atatürk'ü ve yeni düzeni anlatan bir heykeldir. Anıt dikilmeden önce Taksim'de alan özelliği yoktu.

Sultanahmet Meydanı, İstanbul'un en önemli meydanlarından biri. BizansHipodrom olarak bilinirdi. “Hipodrom” Yunanca "hippos" (at) ve "dromos" (yol) sözcüklerinin bileşiminden oluşan ve "atyolu" anlamına gelen bir kelimedir. Osmanlı döneminde buraya At Meydanı denirdi.

Günümüze çok az kalıntıları kalan Bizans devri önemli yapıları ve abideleri Hipodrom çevresinde inşa edilmişti. “Büyük Saray” diye bilinen İmparatorluk Sarayı Hipodromun yanından başlar, aşağılara, deniz kenarına kadar uzanırdı. Bu Saraydan günümüze bir büyük salonun yer mozaik panosu gelebilmiştir. Şehrin en önemli meydanı Agusteion ve burası ile cadde arasında Milerium zafer takı bulunurdu. Cadde Roma’ya kadar uzanan yolun başlangıcı idi ve ilk kilometre taşı da buradaydı.

Osmanlı zamanında da Yeniçeri isyanları bu bölgede olur, kırk gün kırk gece süren şehzade sünnet düğünleri, şenlikler burada yapılırdı. İstanbul'da Halide Edip'in işgale karşı konuşma yaptığı 1920 Sultanahmet mitingi de burada yapılmıştır.

Meydanın orta yerinde Kayzer Wilhelm'in ziyaret hatırası olarak yapılmış olan Alman Çeşmesi bulunmaktadır. Meydanın batısında ise İstanbul Adliyesi yer almaktadır. Meydan günümüzde İstanbul'un en önemli turistik merkezidir.

Beyazıt meydanı, İstanbul'un Eminönü ilçesinde bulunan tarihi bir meydandır. İstanbul Üniversitesi ve Tarihi Kapalı Çarşı'ya ev sahipliği yapmaktadır. Beyazıt Camiini de içinde bulunduran meydan turistlerin uğrak noktasıdır.

Özgürlük Meydanı, Bakırköy semti istanbulun en karabalık nufüsuna sahip semttir. Bu semtin en popüler mekanlarından biride Özgürlük meydanıdır.

Ulaşım

Şehre havayolu, karayolu, denizyolu ve demiryolu ile ulaşmak mümkündür. Şehrin 2 uluslararası havalimanı vardır. Bunlar Yeşilköy Atatürk Havalimanı ve Sabiha Gökçen Havalimanı'dır. Büyük İstanbul Otogarı 1980'li yıllarda Topkapı'da bulunan Trakya Otogar'ının yetersiz gelmesi üzerine, 1987'de İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Büyük İstanbul İşletmeleri Anonim Şirketi arasında imzalanan antlaşmayla yapımına başlanmış, 1994 yılında hizmete girmiştir. Avrupa'nın en büyük otogarı olmakla beraber dünyanın en büyük 3. otogarı konumundadır.

Haydarpaşa Garı, 1908'de İstanbul - Bağdat Demiryolu hattının başlangıç istasyonu olarak inşa edilen tren garıdır. Gar, TCDD'nin ana istasyonudur. İstanbul'un Anadolu Yakasında Kadıköy'de bulunur. Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerinde Bağdat Demiryolu yanında İstanbul-Şam-Medine (Hicaz Demiryolu) seferleri de yapılmaya başlanmıştır.

Şehir içi ulaşım, 'İstanbul'da ulaşım, ağırlıklı olarak İETT yönetiminde otobüs seferleri ve dış semtlerde minibüs ve dolmuş taşımacılığı ile birbirinden farklı sistemlerde raylı ulaşım sistemlerinin desteği ve İstanbul'un coğrafi konumundan faydalanarak İDO'ya ait klasik vapurlar ve modern deniz otobüsleri ile sağlanmaktadır. İstanbul'da her gün, 5712 km²'lik bir alanda 11 milyondan fazla kişi bu ulaşım imkanlarını kullanmaktadır.

Şehirde, Atatürk Havalimanı ve Sabiha Gökçen Havalimanı ismi ile iki uluslararsı havaalanı bulunmaktadır.

Kentin doğu- batı ekseninde geçen iki çevreyolu bulunmaktadır. Güneydeki çevreyolu Boğaziçi Köprüsü ile kuzeyindeki TEM karayolu ise Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ile karşı yakaya ulaşımı sağlar.

  • İstanbul metrosu

İstanbul şehri, 1876'da yapılan "Tünel" ile toplu taşımada metronun öncüleri arasındaydı. İstanbul şehri için kamu yararı ve ulaşım rahatlığı gözönüne alınarak 1912'den bu yana çeşitli ülek firmaları tarafından yapılmış öneriler olduğu bilinmektedir. İstanbul'da geniş kapsamlı bir metro yapılması fikrinin 1908'de ortaya çıktığına dair kayıtlara İETT arşivinde rastlanıyor. "Mecelle-i Umur-ı Belediye"nin 3. cildinde Mecidiyeköy ile Yenikapı arasında bir metro imtiyazı verildiğine dair kayda rağmen, projenin gerçekleşmediği anlaşılıyor. Yine 1912'de bir Fransız mühendisin Karaköy-Şişli arasında bir hat önerdiği ve Kurtuluş'a doğru bir giriş yaptığı anlaşılıyor. İlk etraflı proje ise 1912'te rastlıyor.

Teşekkürler: WikiPedia.

AydaBirKent | Siz de Bağlanın

AydaBirKent: Kentlerin Dünyası